miRBey
Aktif Üye
İstanbul’da geçersiz doktora 3 yıl 4 ay mahpus: Tedavi uyguladığı bayanın yüzü tanınmaz hale gelmişti
İstanbul Bakırköy’de 2013 yılında bir hoşluk merkezini işleten ve ofisinin duvarına argümana bakılırsa düzmece tıp diploması asan Banu Mülhim, Değer Kaya’nın karın bölgesinden liposuction prosedürüyle aldığı yağı yüzüne enjekte etti ve Kaya’nın yüzünü tanınmaz hale getirdi. bir süre daha sonra yüzü morararak şişen ve yüzünden irin akmaya başlayan Kaya, Banu Mülhim’den şikayetçi oldu. Hazırlanan iddianamede Banu Mülhim hakkında ‘dolandırıcılık’ hatasından 5 yıl, ‘taksirle yaralama’ hatasından da 1 yıl mahpus istemiyle dava açıldı.
Sanık suçlamaları kabul etmedi
Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada sanık Banu Mülhim, çalışanlarının Değer Kaya’ya 5 seans radyo frekans aygıtı ile cilt ütüleme süreci ve ozon sauna süreci yaptıklarını belirterek Kaya’nın kendisine iftira attığını söylemiş oldu ve suçlamaları kabul etmedi. Hoşluk merkezi çalışanlarından şahit Emine Aşık Kılıç ise tabirinde sanık Mülhim’in kendisine hekim ve plastik cerrah olduğunu dediğini ve duvarında İstanbul Üniversitesi diploması asılı olduğunu belirtti.
Beraat sonucu bozuldu
Mahkeme, ‘dolandırıcılık’ hatasının ögeleri oluşmadığı nedeni öne sürülerek, ‘yaralama’ hatasından da kanıt elde edilemediğinden sanık Mülhim’in beraatine karar verdi. Şikayetçi Değer Kaya’nın avukatı İsmail Şahin beraat sonucunı temyiz etti. Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi ise cürmün ‘nitelikli dolandırıcılık’ olabileceğini, bu hatanın da ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini belirterek beraat kararlarının bozulmasına karar verdi.
Düzmece doktora 3 yıl mahpus
Beraat karının bozulmasının akabinde Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden hakim karşısına çıkan Mülhim, savunmasında Kaya’nın kendilerine geldiğinde yüzünde esasen yanık lekesi ve çukurlar olduğunu, mağdurun yüzündeki hasarların muhakkak kendi sürecinden kaynaklanmadığını söylemiş oldu. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanığın ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘taksirle yaralama’ cürümlerinden toplamda 3 yıl 4 ay mahpus ve 3 bin 340 lira isimli para cezasına çarptırılmasına hükmetti.
‘Her sene yüzümde eriyen yerleri doldurmak zorundayım’
Duruşma daha sonrası açıklama yapan Değer Kaya, şunları söylemiş oldu:
“9 yıl sonunda davamız nihayete erdi. Yalnız aldığı ceza onun için kâfi mi? Hayır, katiyetle değil. Bana ve bir sürü beşere ağır mağduriyetler yaşattı. Ben bunların izini ömür uzunluğu yüzümde taşıyacağım. Hala devam eden tedavilerim var. Ömrüm boyunca bu tedavileri görmeye mecburum artık. Her sene yüzümde eriyen yerleri doldurtmak zorundayım.”
‘Bize kendini Türkiye’nin sayılı plastik cerrahlarından biri üzere tanıttı’
“Sanık hayli az bir cezayla kurtuldu. bir epey hanımı mağdur etti. Bayanların ömrünü perişan etti. neden? Daha fazla para kazanmak için. Hiç alanı olmadığı biçimde, düzmece estetisyen ve plastik cerrahı diplomasıyla klinik açıp bu kadar insanın ömrünü zehir etti. Bize kendini Türkiye’nin sayılı plastik cerrahlarından biri üzere tanıttı. Duvarında asılı bir sürü diploması vardı. Bunları gösterip ‘Ben buradan mezunum, bu kadar güzel bir doktorum’ diyordu. Kaliteli hastanelerin isimlerini vererek ‘Bugün ameliyatım buradaydı, bugün şu hastaya bu süreci yaptım’ diye konuşuyordu. bu biçimde insanların gözünü boyuyordu.”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
İstanbul Bakırköy’de 2013 yılında bir hoşluk merkezini işleten ve ofisinin duvarına argümana bakılırsa düzmece tıp diploması asan Banu Mülhim, Değer Kaya’nın karın bölgesinden liposuction prosedürüyle aldığı yağı yüzüne enjekte etti ve Kaya’nın yüzünü tanınmaz hale getirdi. bir süre daha sonra yüzü morararak şişen ve yüzünden irin akmaya başlayan Kaya, Banu Mülhim’den şikayetçi oldu. Hazırlanan iddianamede Banu Mülhim hakkında ‘dolandırıcılık’ hatasından 5 yıl, ‘taksirle yaralama’ hatasından da 1 yıl mahpus istemiyle dava açıldı.
Sanık suçlamaları kabul etmedi
Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada sanık Banu Mülhim, çalışanlarının Değer Kaya’ya 5 seans radyo frekans aygıtı ile cilt ütüleme süreci ve ozon sauna süreci yaptıklarını belirterek Kaya’nın kendisine iftira attığını söylemiş oldu ve suçlamaları kabul etmedi. Hoşluk merkezi çalışanlarından şahit Emine Aşık Kılıç ise tabirinde sanık Mülhim’in kendisine hekim ve plastik cerrah olduğunu dediğini ve duvarında İstanbul Üniversitesi diploması asılı olduğunu belirtti.
Beraat sonucu bozuldu
Mahkeme, ‘dolandırıcılık’ hatasının ögeleri oluşmadığı nedeni öne sürülerek, ‘yaralama’ hatasından da kanıt elde edilemediğinden sanık Mülhim’in beraatine karar verdi. Şikayetçi Değer Kaya’nın avukatı İsmail Şahin beraat sonucunı temyiz etti. Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi ise cürmün ‘nitelikli dolandırıcılık’ olabileceğini, bu hatanın da ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini belirterek beraat kararlarının bozulmasına karar verdi.
Düzmece doktora 3 yıl mahpus
Beraat karının bozulmasının akabinde Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden hakim karşısına çıkan Mülhim, savunmasında Kaya’nın kendilerine geldiğinde yüzünde esasen yanık lekesi ve çukurlar olduğunu, mağdurun yüzündeki hasarların muhakkak kendi sürecinden kaynaklanmadığını söylemiş oldu. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanığın ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘taksirle yaralama’ cürümlerinden toplamda 3 yıl 4 ay mahpus ve 3 bin 340 lira isimli para cezasına çarptırılmasına hükmetti.
‘Her sene yüzümde eriyen yerleri doldurmak zorundayım’
Duruşma daha sonrası açıklama yapan Değer Kaya, şunları söylemiş oldu:
“9 yıl sonunda davamız nihayete erdi. Yalnız aldığı ceza onun için kâfi mi? Hayır, katiyetle değil. Bana ve bir sürü beşere ağır mağduriyetler yaşattı. Ben bunların izini ömür uzunluğu yüzümde taşıyacağım. Hala devam eden tedavilerim var. Ömrüm boyunca bu tedavileri görmeye mecburum artık. Her sene yüzümde eriyen yerleri doldurtmak zorundayım.”
‘Bize kendini Türkiye’nin sayılı plastik cerrahlarından biri üzere tanıttı’
“Sanık hayli az bir cezayla kurtuldu. bir epey hanımı mağdur etti. Bayanların ömrünü perişan etti. neden? Daha fazla para kazanmak için. Hiç alanı olmadığı biçimde, düzmece estetisyen ve plastik cerrahı diplomasıyla klinik açıp bu kadar insanın ömrünü zehir etti. Bize kendini Türkiye’nin sayılı plastik cerrahlarından biri üzere tanıttı. Duvarında asılı bir sürü diploması vardı. Bunları gösterip ‘Ben buradan mezunum, bu kadar güzel bir doktorum’ diyordu. Kaliteli hastanelerin isimlerini vererek ‘Bugün ameliyatım buradaydı, bugün şu hastaya bu süreci yaptım’ diye konuşuyordu. bu biçimde insanların gözünü boyuyordu.”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.