miRBey
Aktif Üye
Prof.Dr. Ertuğrul: Koronavirüs’te varyantlara tedbir alamıyoruz
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Koronavirüs salgınında varyantlara tedbir alınmasının mümkün olmadığını söz ederek, “Eğer dünyada daha adil, düzgün bir aşılama siyaseti yaşama geçirilmezse yeni varyantlarla müsabaka olasılığımız her an var demektir. Bu da bir daha sonraki varyantın elimizdeki aşılara dirençli olmasını birlikteinde getirebilir” dedi.
Ertuğrul, “Birincisi insan hareketliliğimiz hayli artmış durumda. Neredeyse pandemi öncesi duruma dönmüş durumdayız ve beşerler artık fazlaca da pandemiye bakmaksızın, aldırış etmeksizin ağır bir biçimde dışarıdalar. İkincisi Delta varyantı. Delta varyantı, öteki varyantlara nazaran epey süratli ve çabuk bulaşıyor, kolay bulaşıyor. İnsan hareketliliğinin artmış olmasıyla bir arada delta varyantının bu özellikleri hastalığın daha yaygın bir halde sürmesine niye oluyor. Üçüncüsü de çabucak hemen daha kâfi aşı oranına ulaşamamamız, toplumsal bağışıklık oranına ulaşamamış olmamız. Tüm bunları değerlendirdiğimiz vakit doğal olarak olgu sayıları 29 binler civarındaydı, 200’ü aşan can kaybımız vardı. Ne yazık ki, pandemideki dördüncü piki hala yaşamaya devam ediyoruz” diye konuştu.
Ertuğrul şu sözlere yer verdi:
“Varyantlar için epeyce da tedbir alamıyoruz. Zira dünyada ne yazık ki bir asimetrik aşılama siyaseti var yahut o denli devam ediyor. Birtakım ülkeler üçüncü dozlarını bile yaparken kimi ülkeler daha çabucak hemen hiç doz yapamamış durumda, aşılama yapamamış durumda. Hatta son Dünya Sıhhat Örgütü açıklamalarında 50’nin üzerinde ülkede çabucak hemen daha yüzde 10 bile olmadığı aşılama oranlarının ve kimi Afrika ülkelerinde hiç aşıya ulaşılamadığı. bu biçimde bir durumda salgın o bölgelerde ne yazık ki devam ediyor. Ve salgının devam etmesi demek, virüsün çoğalabiliyor olması demek. Yeni varyantların ortaya çıkma riskini de birlikteinde getiriyor. Örneğin geçenlerdeki Mu varyantı salgının Latin Amerika’daki pik devrinde ortaya çıkan yahut şu anda bizim başımıza bela olan Delta varyantı Hindistan’daki olguların artmasıyla birlikte karşımıza çıkan varyantlardan. Tüm buna bakarsak şayet dünyada daha adil, düzgün bir aşılama siyaseti yaşama geçirilmezse yeni varyantlarla müsabaka olasılığımız her an var demektir. Bu da bir daha sonraki varyantın elimizdeki aşılara dirençli olmasını birlikteinde getirebilir.”
‘Yatan hastalar genç grup’
“Ve sahiden fazlaca yüksek sayıda olgumuz var. 30 binler civarında olgumuz var ki, biz bunun daha yüksek olduğunu da biliyoruz. Buna bağlı olarak biz biliyorsunuz birinci aşılama programlarıyla birlikte yaşlıları, altta yatan hastalığı bulunanları müdafaaya almıştık. Artık biz hastalık ergenlerde ve sağlıklı bireylerde her ne kadar daha rahat atlatılıyor desek de onların da belli bir kümesinde ne yazık ki ağır seyredebiliyor. Şu anda bilhassa ağır bakımlarda, hastanede yatan hastaları orta yaş kümesi diyebileceğimiz 30- 50 ortası genç de denebilecek tahminen de yaş kümesindeki aşısız bireyler oluşturuyor. Temel nokta bu. Onları tedavi etmeye, onları kurtarmaya çalışıyoruz. Ve bir daha ölümdeki yaş küme dağılımlarına da bakarsak misal bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu, aşının ne kadar değerli olduğunu gösteriyor bize. Yani ben sağlıklıyım nasıl olsa hastalığı yavaşça atlatırım demeyip gidip kesinlikle aşı olması zaruriliği buradan da çıkıyor esasen” diye konuştu.
‘Havaların soğuması ağır bir hastalık tablosuna yol açabilir’
“zatenız geçen sene biz epey fazla influenza görmedik, grip görmedik. Zira hem kısıtlamalar hem kullanmış olduğumuz maske, grip ve üst teneffüs yolu enfeksiyonlarının yayılmasını değerli ölçüde engelledi. Birebir Covid-19’da olduğu üzere. Lakin artık insan hareketliliğinin artması ve olağan bir yaşama geçiyor olmamız ne yazık ki, grip olgularında ve öbür üst teneffüs yolu enfeksiyonlarında artışa yol açacak Covid ile birlikte. Bilhassa Covid ve gribin bir arada görülmesi hakikaten epeyce ağır bir hastalık tablosuna yol açabilir. O niçinle insanların hem Covid tıpkı vakitte grip aşılarını yaptırması gerekiyor”
‘Hamilelikte aşı önemli’
“Bir defa aşıların gebelerde de inançlı olduğunu bilmemiz gerekiyor. Hem inançlı birebir vakitte faal. Yapılan çalışmalar hamileliğin başından itibaren inançlı bir halde aşı olabileceklerini gösteriyor. Hamileliğin birinci üç ayında diğer niçinlerden hamilelik komplikasyonları olabileceğinden ve düşükler yaşanabileceğinden dolayı bu aşıya bağlanabilir. O niçinle üçüncü aydan daha sonra aşı olunmasını öneriyoruz dedik. Aslında başından itibaren gebeler aşı olabilirler. Hamilelik hastalığı ağır geçirme açısından da değerli bir risk faktörü. Ne yazık ki birtakım hamilelerimizi doğuma yakın periyotlarda 7 ve 8’inci aylarda hasta olduklarında erken doğuma götürebiliyor bu hastalık. Hem çocuk birebir vakitte anne için bir risk haline dönüşüyor. O niçinle de gebelerin kesinlikle aşı olması gerekiyor”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Koronavirüs salgınında varyantlara tedbir alınmasının mümkün olmadığını söz ederek, “Eğer dünyada daha adil, düzgün bir aşılama siyaseti yaşama geçirilmezse yeni varyantlarla müsabaka olasılığımız her an var demektir. Bu da bir daha sonraki varyantın elimizdeki aşılara dirençli olmasını birlikteinde getirebilir” dedi.
Ertuğrul, “Birincisi insan hareketliliğimiz hayli artmış durumda. Neredeyse pandemi öncesi duruma dönmüş durumdayız ve beşerler artık fazlaca da pandemiye bakmaksızın, aldırış etmeksizin ağır bir biçimde dışarıdalar. İkincisi Delta varyantı. Delta varyantı, öteki varyantlara nazaran epey süratli ve çabuk bulaşıyor, kolay bulaşıyor. İnsan hareketliliğinin artmış olmasıyla bir arada delta varyantının bu özellikleri hastalığın daha yaygın bir halde sürmesine niye oluyor. Üçüncüsü de çabucak hemen daha kâfi aşı oranına ulaşamamamız, toplumsal bağışıklık oranına ulaşamamış olmamız. Tüm bunları değerlendirdiğimiz vakit doğal olarak olgu sayıları 29 binler civarındaydı, 200’ü aşan can kaybımız vardı. Ne yazık ki, pandemideki dördüncü piki hala yaşamaya devam ediyoruz” diye konuştu.
Ertuğrul şu sözlere yer verdi:
“Varyantlar için epeyce da tedbir alamıyoruz. Zira dünyada ne yazık ki bir asimetrik aşılama siyaseti var yahut o denli devam ediyor. Birtakım ülkeler üçüncü dozlarını bile yaparken kimi ülkeler daha çabucak hemen hiç doz yapamamış durumda, aşılama yapamamış durumda. Hatta son Dünya Sıhhat Örgütü açıklamalarında 50’nin üzerinde ülkede çabucak hemen daha yüzde 10 bile olmadığı aşılama oranlarının ve kimi Afrika ülkelerinde hiç aşıya ulaşılamadığı. bu biçimde bir durumda salgın o bölgelerde ne yazık ki devam ediyor. Ve salgının devam etmesi demek, virüsün çoğalabiliyor olması demek. Yeni varyantların ortaya çıkma riskini de birlikteinde getiriyor. Örneğin geçenlerdeki Mu varyantı salgının Latin Amerika’daki pik devrinde ortaya çıkan yahut şu anda bizim başımıza bela olan Delta varyantı Hindistan’daki olguların artmasıyla birlikte karşımıza çıkan varyantlardan. Tüm buna bakarsak şayet dünyada daha adil, düzgün bir aşılama siyaseti yaşama geçirilmezse yeni varyantlarla müsabaka olasılığımız her an var demektir. Bu da bir daha sonraki varyantın elimizdeki aşılara dirençli olmasını birlikteinde getirebilir.”
‘Yatan hastalar genç grup’
“Ve sahiden fazlaca yüksek sayıda olgumuz var. 30 binler civarında olgumuz var ki, biz bunun daha yüksek olduğunu da biliyoruz. Buna bağlı olarak biz biliyorsunuz birinci aşılama programlarıyla birlikte yaşlıları, altta yatan hastalığı bulunanları müdafaaya almıştık. Artık biz hastalık ergenlerde ve sağlıklı bireylerde her ne kadar daha rahat atlatılıyor desek de onların da belli bir kümesinde ne yazık ki ağır seyredebiliyor. Şu anda bilhassa ağır bakımlarda, hastanede yatan hastaları orta yaş kümesi diyebileceğimiz 30- 50 ortası genç de denebilecek tahminen de yaş kümesindeki aşısız bireyler oluşturuyor. Temel nokta bu. Onları tedavi etmeye, onları kurtarmaya çalışıyoruz. Ve bir daha ölümdeki yaş küme dağılımlarına da bakarsak misal bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu, aşının ne kadar değerli olduğunu gösteriyor bize. Yani ben sağlıklıyım nasıl olsa hastalığı yavaşça atlatırım demeyip gidip kesinlikle aşı olması zaruriliği buradan da çıkıyor esasen” diye konuştu.
‘Havaların soğuması ağır bir hastalık tablosuna yol açabilir’
“zatenız geçen sene biz epey fazla influenza görmedik, grip görmedik. Zira hem kısıtlamalar hem kullanmış olduğumuz maske, grip ve üst teneffüs yolu enfeksiyonlarının yayılmasını değerli ölçüde engelledi. Birebir Covid-19’da olduğu üzere. Lakin artık insan hareketliliğinin artması ve olağan bir yaşama geçiyor olmamız ne yazık ki, grip olgularında ve öbür üst teneffüs yolu enfeksiyonlarında artışa yol açacak Covid ile birlikte. Bilhassa Covid ve gribin bir arada görülmesi hakikaten epeyce ağır bir hastalık tablosuna yol açabilir. O niçinle insanların hem Covid tıpkı vakitte grip aşılarını yaptırması gerekiyor”
‘Hamilelikte aşı önemli’
“Bir defa aşıların gebelerde de inançlı olduğunu bilmemiz gerekiyor. Hem inançlı birebir vakitte faal. Yapılan çalışmalar hamileliğin başından itibaren inançlı bir halde aşı olabileceklerini gösteriyor. Hamileliğin birinci üç ayında diğer niçinlerden hamilelik komplikasyonları olabileceğinden ve düşükler yaşanabileceğinden dolayı bu aşıya bağlanabilir. O niçinle üçüncü aydan daha sonra aşı olunmasını öneriyoruz dedik. Aslında başından itibaren gebeler aşı olabilirler. Hamilelik hastalığı ağır geçirme açısından da değerli bir risk faktörü. Ne yazık ki birtakım hamilelerimizi doğuma yakın periyotlarda 7 ve 8’inci aylarda hasta olduklarında erken doğuma götürebiliyor bu hastalık. Hem çocuk birebir vakitte anne için bir risk haline dönüşüyor. O niçinle de gebelerin kesinlikle aşı olması gerekiyor”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.