Star TV kime ait ?

Melis

Yeni Üye
Star TV Kime Ait? Medyanın Toplumsal Yansımaları Üzerine Bir Analiz

Giriş: Kim Sahip Oluyor, Kim Gösteriyor?

Bildiğiniz gibi medya, toplumsal normları şekillendiren, toplumun bilinçaltını etkileyen güçlü bir araçtır. Peki, bu gücün kimlerin elinde olduğunu hiç düşündünüz mü? Hepimizin hayatında yer etmiş bir televizyon kanalı olan Star TV, elbette büyük bir izleyici kitlesine sahip. Ancak, bu kanalın kime ait olduğu, özellikle toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörlerle nasıl bağlantılı olabilir? Medya sahipliğinin ardında duran güç dinamiklerine bakmak, çok daha derin bir sosyal yapıyı anlamamıza yardımcı olabilir.

Star TV’nin sahibi, Doğuş Grubu'na bağlı Doğuş Yayın Grubu’dur. Ancak bu basit bilgi, medyanın ve toplumsal yapının karmaşık ilişkilerine dair daha fazla soruyu akla getiriyor. Star TV’nin sahibi olan kurumlar kimlerden oluşuyor? Hangi toplumsal kesimler bu medya aracılığıyla kendi sesini duyurabiliyor? Hangi sesler, bu medya aracılığıyla daha güçlü bir şekilde yükseliyor? İşte bu sorulara odaklanarak, medya sahipliği ve toplumsal yapı arasındaki ilişkiyi incelemeye başlayalım.

Medya Sahipliği ve Sosyal Yapılar: Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıf İlişkisi

Medya sahipliği, toplumsal yapıların nasıl şekillendiğini anlamada kritik bir rol oynar. Türkiye’de televizyon kanallarının çoğu, birkaç büyük grubun kontrolü altındadır. Bu durum, medya içeriğinin çoğunlukla belirli bir sınıfın ve toplumsal grubun bakış açısını yansıttığı anlamına gelir. Star TV, Doğuş Grubu’na bağlı olduğu için, aslında bu kanalın yayın akışında, bu grubun vizyonunun etkisi söz konusudur. Fakat burada sadece sahiplik değil, aynı zamanda içerik üretimindeki çeşitlilik de önemli bir yer tutar.

Kadınların Perspektifi: Medyanın Etkileri ve Toplumsal Cinsiyet

Kadınların medyada nasıl temsil edildiği, toplumsal yapıları şekillendiren kritik bir faktördür. Star TV gibi büyük kanallar, izleyicilere genellikle standartlaştırılmış kadın figürleri sunar. Bu figürler, çoğu zaman geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini pekiştiren biçimde karşımıza çıkar. Ancak, bu durum, toplumsal cinsiyet eşitliği adına bir geriye gidişi simgeliyor olabilir. Erkeklerin iş dünyasında ve medya alanındaki egemenliğinin, kadınların medya üretimindeki görünürlüğünü nasıl engellediğini gözlemlemek mümkündür.

Star TV’deki programlarda, genellikle erkek egemen bakış açısının öne çıktığını söylemek yanlış olmaz. Erkekler, çoğunlukla çözüm odaklı yaklaşır, yani problemleri çözmeye yönelik stratejiler geliştirme eğilimindedirler. Örneğin, haber bültenlerinde genellikle erkek sunucular ve yorumcular öne çıkar. Kadınların medya yapımındaki yeri ise çoğunlukla daha sınırlıdır. Ancak son yıllarda bazı kadın programcı ve sunucular, toplumsal cinsiyet normlarını sarsan yayınlarla dikkat çekiyor. Bu durum, toplumsal yapının değiştiğinin ve daha fazla kadının medya dünyasında söz sahibi olmasının bir göstergesi olarak yorumlanabilir.

Yine de bu değişim oldukça yavaş gerçekleşiyor ve medyanın temel sahibi olan büyük gruplar, geleneksel toplum yapısına hizmet eden içerikleri genellikle daha fazla tercih ediyor. Buradan şunu sorabiliriz: Medya sahipliği, toplumsal cinsiyet eşitliğine ne kadar katkı sağlıyor, yoksa engelliyor mu?

Erkeklerin Perspektifi: Çözüm ve Strateji

Erkeklerin medya dünyasında daha fazla yer alması, genellikle toplumsal normları değiştirmek adına çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımlar sergilemeleriyle alakalıdır. Star TV gibi kanallarda genellikle erkekler, “işin yöneticisi” ve “karar vericisi” pozisyonunda yer alır. Çoğu zaman, erkek bakış açısı, sadece problemleri çözme değil, aynı zamanda nasıl daha fazla kar elde edileceği üzerine odaklanır. Ancak bu bakış açısının toplumsal yapıya etkisi, daha fazla eşitsizlik yaratmak olabilir.

Erkeklerin çoğunlukta olduğu medya, genellikle erkeklerin değerlerini ve perspektiflerini ön plana çıkarır. Bu durum, kadınların ve diğer toplumsal kesimlerin medya dünyasında daha az görünür olmasına sebep olur. Medya sahipliğinde erkeklerin egemenliği, çözüm odaklı düşünmeyi teşvik ederken, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi faktörlere duyarsız kalınmasına da yol açabiliyor.

Irk ve Sınıf Temsilinin Medya Sahipliğine Etkisi

Toplumsal sınıf ve ırk, medya içeriklerinin şekillendirilmesinde önemli rol oynar. Türkiye’deki televizyon kanalları çoğunlukla orta ve üst sınıfın bakış açısını yansıtır. Star TV, ekonomik olarak güçlü bir grubun elinde bulunduğundan, onun yayın politikaları da büyük ölçüde bu sınıfın değerlerine hizmet eder. Alt sınıfların ve marjinalleşmiş grupların temsilinin zayıf olması, toplumsal eşitsizliği daha da derinleştirir.

Medyanın sahipliğini elinde tutan sınıf, aynı zamanda hangi ırk ve etnik grupların daha fazla görünür olduğunu belirler. Türkiye’de bu durum, özellikle Türk kültürünü yansıtan ve Türkçe içerikler üreten kanalların öne çıkmasına yol açmaktadır. Farklı etnik kökenlerden gelen bireylerin medyada daha fazla yer alması, toplumsal eşitlik açısından önemli bir adımdır, fakat bu durum hala yeterince yaygın değildir.

Sonuç: Medya Sahipliğinin Sosyal Yapı Üzerindeki Gücü

Star TV örneği, medyanın toplumsal yapıyı ne kadar etkileyebileceğini ve aynı zamanda ne kadar sınırlayabileceğini gösteriyor. Medya sahipliği, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi faktörleri büyük ölçüde şekillendiriyor. Erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik bakış açıları ile kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımlarının toplumsal yapıyı dönüştürme gücü, ancak bir arada var olduğunda anlam kazanır.

Hepimizin medyanın şekillendirdiği bu sosyal yapıya katkıda bulunma gücümüz var. Peki, medyanın sahipliği ve içeriği, gerçekten toplumsal eşitsizlikleri besliyor mu, yoksa bu yapıları dönüştürme fırsatı sunuyor mu? Sizin görüşleriniz neler?