CeReN
Üye
Çağımızın en büyük sıhhat sıkıntılarından obezite birlikteinde pek epey hastalığı birlikteinde getiriyor. Obezite tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde obeziteye eşlik eden kolesterol düzensizliği,şeker hastalığı, kimi kanser hastalıkları, yüksek tansiyon, inme ve kalp hastalığı üzere bir sürü hayli önemli hastalıklarda ömrü tehdit ediyor. Obeziteye çok ve yanlış beslenme alışkanlıkları, hormonal etkenler, hareketsiz hayat üzere faktörler niye olabiliyor. Hastaya hangi tedavinin uygulanacağı hastanın kilosu ve buna eşlik eden mevcut hastalıklarına nazaran planlanmaktadır.
Dr. Gül Bora Makal, ”İçinde bulunduğumuz Covid-19 pandemisi ile başlayan uymak zorunda kaldığımız yeni ömür formu obeziteyi ve tedavi biçimlerini daha epey konuşulur hale getirmiştir. Maske, toplumsal uzaklık, toplumsal izolasyon, seyahat kısıtlamaları, kapanma kararları ve karantina üzere tedbirler kişiyi kendisiyle daha epeyce başbaşa bırakarak bir depresif ruh hali oluşmasına sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak yeme alışkanlıklarında bozulmalar ve hareketsizliğin de katkısıyla obez kişi sayısında tüm dünyada artış görülmektedir. Covid-19 hastalığının bilhassa obez bireylerde daha önemli seyretmesi ve hatta ölümlere sebep olabilmesi niçiniyle obezitenin cerrahi tedavisini bu vakitte daha epey konuşulur hale getirmiştir. Kilo vermenin yalnızca akciğerler değil, bağışıklık sistemi ve bir epeyce organ üzerinde olumlu tesirleri olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.” diye belirtti.
Makal son kelamlarına şunları ekledi; ”Obezite cerrahisinde temelde iki tip ameliyat vardır. Hacim küçülten (tüp mide ) ve birlikteinde emilimi bozan (gastrik bypass) ameliyatlar. Tüp mide bugün için tüm dünyada en çok yapılan ve birinci tercih obezite ameliyatıdır. Olağan anatomik yapıyı bozmaması en kıymetli avantajıdır. Gastrik bypass prosedürünü ise daha fazlaca obez ve ileri derecede şeker hastalığı olan hastalarda tercih etmekteyiz. Lakin hangi ameliyatın yapılacağına detaylı hikaye ve muayene bulguları ile bireye özel planlayarak karar vermekteyiz.” dedi.
Dr. Gül Bora Makal, ”İçinde bulunduğumuz Covid-19 pandemisi ile başlayan uymak zorunda kaldığımız yeni ömür formu obeziteyi ve tedavi biçimlerini daha epey konuşulur hale getirmiştir. Maske, toplumsal uzaklık, toplumsal izolasyon, seyahat kısıtlamaları, kapanma kararları ve karantina üzere tedbirler kişiyi kendisiyle daha epeyce başbaşa bırakarak bir depresif ruh hali oluşmasına sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak yeme alışkanlıklarında bozulmalar ve hareketsizliğin de katkısıyla obez kişi sayısında tüm dünyada artış görülmektedir. Covid-19 hastalığının bilhassa obez bireylerde daha önemli seyretmesi ve hatta ölümlere sebep olabilmesi niçiniyle obezitenin cerrahi tedavisini bu vakitte daha epey konuşulur hale getirmiştir. Kilo vermenin yalnızca akciğerler değil, bağışıklık sistemi ve bir epeyce organ üzerinde olumlu tesirleri olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.” diye belirtti.
Makal son kelamlarına şunları ekledi; ”Obezite cerrahisinde temelde iki tip ameliyat vardır. Hacim küçülten (tüp mide ) ve birlikteinde emilimi bozan (gastrik bypass) ameliyatlar. Tüp mide bugün için tüm dünyada en çok yapılan ve birinci tercih obezite ameliyatıdır. Olağan anatomik yapıyı bozmaması en kıymetli avantajıdır. Gastrik bypass prosedürünü ise daha fazlaca obez ve ileri derecede şeker hastalığı olan hastalarda tercih etmekteyiz. Lakin hangi ameliyatın yapılacağına detaylı hikaye ve muayene bulguları ile bireye özel planlayarak karar vermekteyiz.” dedi.